Kitap Notları

Kayıp Tanrılar Ülkesi

İnsan denen mahlukun en önemli niteliklerinden biri unutmaktı.

İyiliği de kötülüğü de, acıyı da mutluluğu da, korkuyu da sevinci de unuturlardı.

O yüzden aynı hataları tekrarlarlardı. Evet, işte böylesine aptal bir canlıydı insan.

Bilgelik yaşanılmış olanı anlamakla başlar, ki zaten geçmişi bilmeyen bugünü kavrayamaz. Geçmiş, geleceği içinde saklayan sırlarla dolu bir aynadır. Eğer o aynaya yeterince bakarsan zamanın sırrını da görürsün, hayatın manasını da.

Ve elbette çocuklar aynaya baktıklarında kendileriyle değil babalarıyla karşılaşırlar. Kendilerini gördüklerini sanmalarına rağmen o saydamlıkta duran babalarıdır aslında. Zaman aktıkça farkına varacaklardır bu hakikatin.

Babalarımız, unuttuğumuzu zannettiğimiz ama hiçbir zaman silinmeyecek buruk bir anı olarak hep yaşayacaktır zihnimizde. Onlar kaşımızda gözümüzde, boyumuzda bosumuzda, aklımızda ve yüreğimizdedir. Kudretleri güç verir bize, şefkatleri yüreğimizi yumuşatır, zalimlikleri korkak yapar bizi ya da acımasız, cesaretleri ruhumuzu yüceltir, ödleklikleri küçültür.

Velhasıl iyilik ve kötülük, bencillik ve fedakârlık, ne kadar karşıtlık varsa ruhumuzda, hangisinin galip geleceği babamızın şahsiyetiyle alakalıdır.

Baba kötüyse, korkaksa, sevgisizse, şefkatten yoksunsa, bir çırpıda çıkarıveriyorsa evlatlarını gözden, hiç iyilik beklemeyin o çocuklardan.

Korku bazen kör ediyor hem aklı hem yüreği. Kınadıklarımıza dönüştürüyor bizi, zorlu savaşlarda yendiklerimize, hayatımızı cehenneme çeviren seleflerimize.

Hayat, sevgiden çok daha büyüktür, çok daha derin, çok daha karmaşık.

Elbette sevgi gereklidir; şefkat, merhamet, hoşgörü elbette gereklidir, ama yeterli değildir.

Rüyamda bana görünen o kara gözlü çocuğun söylediği gibi: “Sevginin de şefkatin de fazlası yoldan çıkartır.” İster tanrı olsun ister kral isterse baba, hükmettiklerine sadece bu duygularla davrananların kaderi, hükmettikleri tarafından küçümsenmektir.

Sorumluluk demek, kimi zaman acımasız olmak demektir. Verilecek ceza ölüm olsa bile gözünü kırpmadan uygulamayı gerektirir.

Bunu yapacak cesareti olmayanlar, bunu yapacak iradeye sahip bulunmayanlar, hakiki sevgiyi de hiçbir zaman tadamazlar. Ki onların ne titanlar, ne devler, ne tanrılar ne de insanlar arasında yeri vardır.