Mesleğimiz veya unvanımız ne olursa olsun yaptığımız işe kattığımız değer ölçüsünde değerli oluruz.
- İşine değer katan insanlar yaptıkları işten şikâyet etmezler, aldıkları yükten kurtulmaya çalışmazlar ve işlerini her zaman keyifle yaparlar.
- İşine değer katan insanlar yaptıkları iş takdir edilmese de o işe değer katmaya devam ederler.
- İşine değer katan insanlar meyve veren ağaç gibidir sürekli taşlanırlar.
- İşine değer katan insanlar öğrenmeye açtırlar, doymak bilmez bir iştahla yeni bilgi arayıp bulmaya çalışırlar.
- İşine değer katan insanlar yaptıkları işten bağımsız başarılı olmaya meyillidirler.
- İşine değer katan insanlar girdikleri her yeni iş yerinde yapılan işlere hızlı uyum sağlarlar.
- İşine değer katan insanlar çalıştıkları iş yerlerinde ben işimi yapar gerisine karışmam demezler.
- İşine değer katan insanlar at gözlüğü takmazlar.
- İşine değer katan insanlar bencil olmazlar, paylaşımcı olmayı yaşam tarzı olarak benimserler.
- İşine değer katan insanlar öğrendiklerini kendine saklamaz paylaşmaktan keyif alırlar.
- İşine değer katan insanlar başarıyı tek başlarına sahiplenmezler.
- İşine değer katan insanlar kişisel başarıyı değil ekip başarısını önemserler.
- İşine değer katan insanlar iş yerinde siyaset gütmezler.
- İşine değer katan insanlar bana ne diyerek arkasını dönüp olumsuzlukları görmezden gelemezler.
- İşine değer katan insanlar çalıştıkları iş yerini diğer insanların gözünde değer görmesine katkı sağlarlar.
İşine değer katmayla ilgili birçok madde daha sıralayabiliriz. Bir kişinin bu maddelerin tamamını birden bünyesinde barındırmasını da beklememek lazım. Bu yıllara mal olan bir süreçtir. Genç arkadaşlarıma, iş arkadaşlarıma ve özellikle küçük yaşlarından itibaren çocuklarıma işine değer katmanın öneminden bahseder dururum.
İşine değer katmaktan sadece bir işyerinde çalışmaktan bahsetmiyorum. İster iş yerinde ister okulda ister evde veya sokakta her ne ile ilgileniyorsak onu en iyi şekilde yapmaktan, basitçe yapmak yerine zenginleştirerek yapmaktan bahsediyorum. Sırf yerine getirmiş olmakla değer katmak arasında çok fark var. Örneğin benim çocuklarım aldıkları proje ödevlerini teslim etmeden önce mutlaka benden değerlendirme yapmamı isterler. Eğer salt not almak için yapılmış bir ödevse eleştirilerimi buradan hareketle yaparım. Sadece görev savmak kabilinden yani yapmış olmak için yapılmış ödevle üzerinde düşünülmüş emek harcanmış farklılaştırılmış, görsel açıdan zenginleştirilmiş bir ödevin farklarını anlatırım onlara. Öğretmen yapmış olmak için yapılmış ödeve de muhtemelen aynı notu verecek ancak değer katılmış bir ödevin yapana vereceği hazzı vermesi imkansızdır. Öğretmenin böyle bir öğrencisi olmaktan duyacağı gururu vermesi imkansızdır. Eminim bu iş yeri patronları veya üst yöneticileri içinde geçerlidir. İşine değer katan bir çalışanla, yardımcıyla çalışmak keyifli olsa gerek.
Genç arkadaşlarımın bu konuda onlara verdiğim tavsiyelerden ne kadar faydalandıklarını ben ölçemesem de iş ve özel hayatlarında yıllar içerisinde bunu anlayacaklarına inanıyorum.
Çocuklarıma gelince; geçenler bir akşam yaşadığımız olay işine değer katma konusunda onlara yeniden kısa bir konuşma yapmama neden oldu. Evde sıkılan çocuklarımı alarak Kadıköy Suadiye sahilde yer alan Beltur’un kafeteryasına gittik. İçeceklerimizi alıp bahçe kısmına oturup 1-1,5 saat sohbet ettik. Tam kalkmak üzere iken yan tarafımızda oturan iki kadının yanındaki 6-7 yaşlarındaki bir kız çocuğu içeriye girmek isterken kapı zannettiği cama sert bir şekilde çarptı. Anne daha sert bir şekilde çocuğunu azarlamaya (alenen hakaretler etti) başladı. Teyze de anneyi destekler şekilde kafa sallamaya başladı. Zavallı küçük kız da anne korkusundan dolayı, çektiği acıya ve yaşadığı şaşkınlığa rağmen ağlayamadı bile.
Tam o sırada hiç beklemediğim bir şey oldu. İşine değer katan bir kahraman ortaya çıktı. Beltur’un içerideki tezgâhı aslında dışarıyı net görmeye müsait değil ve çalışanlarda genel olarak tezgâh arkasında olmasına rağmen oradan bir çalışan hızlıca elinde bir kaba doldurduğu buzlarla çıka geldi. Önce küçük kızın gönlünü alıp onu rahatlatmaya çalıştı, sonra da buzu anlına koyup şişmesini önlemeyi teklif etti. Anne ve teyze şaşkınlık içerisinde kem küm ederek zar zor teşekkür edebildiler. Çünkü onlar küçük kıza bağırmaktan dolayı aslında ne yapmaları gerektiğini düşünememişler ve işine değer katan bir çalışan onların yerine refleks göstermişti. Bana ne dememiş dışarıda yaşanan durumu hızlıca kavrayıp ona böyle bir yardım talebi gelmemiş olsa bile küçük bir çocuğun yardımına koşmuştu.
Buna insani bir görev tabii ki yapmalıydı diye bir yorum getirebiliriz. Doğru bu aynı zamanda insani bir durum. Ancak bir düşünün çevremize ne kadar duyarlıyız. Yolda yaya veya araçla giderken yardıma ihtiyaç duyan insanların veya hayvanların ne kadarına karşı duyarlı davranıyoruz ne kadarını da görmezden geliyoruz.
Şapkayı önümüze koyup düşünürsek bu konuda ne kadar haklı olduğumu anlayacaksınız buna eminim.
Aman bana bulaşır şimdi, bende sıkıntı yaşarım gibi gibi bahanelerle genellikle görmezden gelme kolaycılığına kaçmıyor muyuz?
Neyse konuya dönecek olursak, biz kalktığımızda çocuklarım küçük kızın annesini eleştirmeye başladılar. Nasıl bir anne yaşadığı bu travmaya rağmen çocuğuna bu şekilde bağırabilir vs.
Dedim ki; çocuklar bu olayda iki konu var biri olumsuz biri olumlu. Olumsuz tarafı annenin ve teyzenin yaşananlar karşısında gösterdiği tavır. Biz şimdi onu unutalım. Olumsuzluklar üzerinde konuşmak bize de olumsuz duygular yaşatır, olumsuz bakmaya başlarız. Size her zaman nerede ne yaparsanız yapın işinize değer katın derim ya. İşte bu akşam burada işine değer katan biriyle karşılaştık. Bizim dikkatimizi buna vermemiz lazım. Nasıl hepimiz o çalışanı takdir ettik. Ona bakarken hepimiz nasılda onu sanki yakın bir arkadaşımız veya tanıdığımız gibi gördük değil mi dedim. Ona karşı hislerimiz ne kadar sıcaktı ne kadar duygulandık ne kadar hoşumuza gitti. Bu arkadaşımız nerede çalışırsa çalışsın başarılı olur, çalıştığı iş yerine veya yaptığı işe değer katar.
Çocuklar şöyle birkaç saniye düşündükten sonra baba değer katmak bu mu diye sordular ve sohbet eve gelene kadar bu minvalde devam etti.
İşine değer katan insanlar çalıştıkları kuruma da değer katarlar demiştim ya? Benim için o arkadaş orada olsa da olmasa da Beltur Suadiye her zaman gidilecek bir yer olarak hafızamda yer alacaktır. İşine değer katan insanları bünyesinde barındıran her kurum için düşüncelerim bu yönde olmuştur.
İşine değer katmak öğrenilir mi bilemiyorum. Kişisel gelişim uzmanı değilim. Ancak şunu biliyorum ki işine değer katan insanlarla karşılaşmak beni mutlu ediyor.
Görüşmek üzere…
