Kitap Notları

Ichigo Ichie

Ichigo-ichie, “bir kere, buluşma” olarak da çevrilebilir, “şu anda, bir fırsat” olarak da.

Bu bize, her buluşmanın, yaşadığımız her şeyin bir daha aynı şekilde gerçekleşemeyecek eşsiz bir hazine olduğunu söylüyor.

Eğer ondan keyif almadan geçip gitmesine izin verirsek o an sonsuza dek kaybolacaktır.

 

Fırsatlar ya da hayattaki karşılaşmalar size “şimdi” sunulanlardır. Eğer anı yakalayamazsanız onu sonsuza dek kaybedersiniz.

Ichigo-ichie’nin farkında olmak, ayaklarımızı gaz pedalından çekmemize ve dünyada geçirdiğimiz her günün, çocuklarımızla ve sevdiklerimizle geçirdiğimiz her anın sonsuz değerli olduğunu ve tüm dikkatimizi hak ettiğini hatırlamamıza yardımcı olur.

Hiç kimse uykuya geçerken ertesi sabah gözlerini açabileceğinden emin olamaz.

Ichigo-ichie, “şimdi ya da asla” için açık bir davettir. Uzun yıllar yaşayacak olmamıza rağmen her buluşma eşsiz bir cevherdir ve bir daha asla tekrar etmeyecektir.

Belki aynı insanla aynı yerde yeniden rastlaşacağız ama yaşımız biraz daha ilerlemiş, konumumuz ve mizah duygu- muz değişmiş olacak; başka önceliklerin ve diğer tecrübelerin ağırlığını taşıyor olacağız. Evren sabit bir akış halindedir, biz de öyle. Bu nedenledir ki hiçbir şey aynı şekilde yeniden gerçekleşmez.

“Konuğunuzu, hayatınızda bir defa gerçekleşebilecek bir davetmiş gibi ağırlayın.” Yamanoue Soji’nin 1588

“Kimse aynı nehirde iki kez yıkanamaz ne nehir aynı nehirdir ne de kişi aynı kişi.” Heraklitos

Yeteneğin bütün ihtişamıyla ortaya çıkabilmesi için çok büyük bir çaba ve kararlılık gerekir

Yeteneğimizi keşfeder, başlamamıza izin verir ve bunu hayatımızda öncelik haline getirirsek tutkumuz gelişebilir. Bu da bizim ve başkalarının mutluluğuna yol açabilir.

Hepimiz yaşımızdan bağımsız olarak hayatta yeni başlangıçlar yapma yeteneğine sahibiz.

Kaç yıl daha yaşayacağımız önemli değildir, önemli olan kalan zamanımızda ne yapacağımızdır.

Sevdiğiniz şeyi yapacak kadar cesursanız her gün hayatınızın en güzel günü olabilir.

Geç çiçek açanlar gelişmeyi ve yenilenmeyi asla bırakmazlar ve yeni zorluklara adım atarken kazandıkları bilgeliği kullanırlar.

Öfkeye tutunmak, sıcak bir kömürü başkasına atmak için eline almak gibidir; her durumda yanacak olan sen olursun.

Mutlu hissettiğimiz zamanlarda bunu başkalarıyla paylaşmak isteriz. Bunu deneyimlemek bizi daha anlayışlı, cömert ve daha insan kılar.

Kendimizi geçmişe ya da geleceğe yansıtmayı bırakırsak şimdiki anın mutluluğunu koruyabiliriz.

 

Ichigo-Ichie Yaşamı İçin Zen Öğretisi :

1) Sadece otur ve neler olduğunu gözlemle

2) Son nefesinmiş gibi anın tadını çıkar.

3) Dikkat dağıtıcılardan kaçın.

4) Gerekli olmayan her şeyi azat et.

5) Kendinin dostu ol.

6) Kusuru kutla.

7) Şefkat pratiği yapın.

8) Beklentilerinizi terk edin.

 

İyi ya da kötü, hiçbir şey sonsuza dek sürmez. Bunu kabul etmek, hayatın bize sunacağı muhteşem anların tadını çıkarmanın ve zorlu bir süreçten geçerken umudumuzu kaybetmemenin anahtarıdır.

 

“Acı kaçınılmazdır, acı çekmek ise isteğe bağlıdır.” Buda

 

Acının geçici doğasının farkında olun. Bizi yaralayan şeyler, yankılarını sürdürmeye kararlı olmadığımız sürece sonsuza dek sürmez. Acı içinde debelenmezsek ve bunun yerine kendimizi sadece acıyı deneyimlemekle sınırlarsak bu duygu yavaş yavaş etkisini yitirecektir ve geriye elimizde öğretici bir deneyim

İster yalnız ister sevdiğimiz insanlarla birlikte olalım, zorluklarla baş etmenin en iyi yolu kendimize hayatın olumlu yönünü gösterecek güzel bir deneyim hediye etmektir.

Gerçekleşmesi düşük ihtimal olan bir fikrin peşinden gitme ya da gitmeme kararı büyük bir işe adım atmak ve hiçbir şey yapmamak arasında sonuçlanacak bir fark oluşturabilir.

Eylemlerimizin ve tercihlerimizin sonuçlarını kesin olarak bilmesek de içinde bulunduğumuz her an önemli bir değere sahiptir.

Kaderin kartlarını karıp önümüze çıkardığı şansı olumlu bir yaklaşımla ve doğru tercihler yaparak değerlendirmeliyiz. Schopenhauer

“Şeylerin güzelliğini görmeyi öğrenmek onları aynı zamanda güzel kılmamıza da izin verir.” Nietzsche

Hayatımızın rotasını, taşıdığı sorumluluklarla beraber kendimizin belirleyebileceğine inanıyoruz; ama gerçek şu ki, şans her zaman araya girer ve bazen beklenmedik bir sapma

Şansın hayatınıza birazcık etki etmesine izin vermezseniz deneyimleriniz her zaman aynı olacaktır.

Bir kitabevine gidin ve daha önce bilmediğiniz ama bir şekilde dikkatinizi çeken altı kitap seçin ve zarın size almanızı söylediği kitabı alın. Şans adamına göre, kitap ihtiyacımız olan bir şeyler, belki hayatımızla ilgili bir ipucu içerecek.

Narin bir porselen parçası gibi insan kalbi de zarar görebilir, ama bu hasarı utançla gizlemek çözüm değildir. Bu hasar kişisel tarihimizin bir parçasıdır ve bizi şu anda bulunduğumuz yere getirmiştir.

 

Kendi Çay Seremoninizi Oluşturun

Artık zaman değişti ve hiçbir şey bizi Sen no Rikyu gibi katı çay seremonileri yapmaya zorlamıyor. Ama Japonya’yı ilk kez ziyaret ediyorsanız bunu hayatınızda bir defa deneyimlemeniz güzel olacaktır.

Günlük hayatımızda chanoyu her yerde uygulanabilir. Katılımcıların bir masanın etrafında oturduğu halka açık bir çay evinde, hatta arkadaşlarla birlikte oturma odasında bile. Burada önemli olan, çayınız size servis edildiğinde bir süre sessiz kalmanız ve günlük kaygılarınızı, eleştirilerinizi ve çay içmek için harcayacakları zamanın bir daha asla gerçekleşmeyecek olağanüstü bir an olduğunu takdir etmeleri gerekir.

İşte kendi ücretsiz chanoyu versiyonumuz için birkaç görgü kuralı:

Buluşma ortamı dinginliği sağlamalı. Yüksek müzikli restoran veya barlar, trafik gürültüsünden durulama- yan yerlerde buluşmak önerilmez.

Tekrarlanmayacak bir an yaşayacağınızı kendinize hatırlatmak için buluşmaya ichigo-ichie diyerek başlayın. Seremoni ilerledikçe sessizliğe alan açın, herhangi bir eski konuyla “boşlukları doldurmak” konusunda ısrarcı olmayın.

Konuştuğunuzda hoş karşılanmayacak, çatışma veya stres yaratacak konulardan kaçının. Fikir ayrılığı yaratacak her türlü konu sınırların dışında tutulmalıdır. Bunun yerine, katılımcıların rahat hissedecekleri sohbet konuları açın: Mekânın benzersizliği, çayın kalitesi, çaydanlığın güzelliği, sanatsal ya da kültürel keşifler; seyahat, restoran veya park önerileri… Temelde konuşmanın hoş olacağı herhangi bir konu.

Dinlemek, herkese seremoninin bir parçası olduğunu hissettirmek için gerekli bir faktördür. Bu sebeple, başkalarının sözünü bölmekten ve cevabınızı hazırla- yarak ya da başkalarının sizin hakkınızda söylediklerini düşünerek kendi dikkatinizi dağıtmaktan kaçınmalısınız.

 

Dinleme Sanatı

Gerçekten dinleyen birini bulmak zordur. Çünkü muhatabımızın sözleriyle kulaklarımız arasında çeşitli filtre ve engeller bulunur:

Konuşan kişiyle ilgili düşüncemiz.

Konu hakkındaki bütün önyargılarımız ve peşin hükümlü düşüncelerimiz.

Karşımızdaki konuşmasını bitirmeden vereceğimiz cevabı hazırlamamız.

Konuştuğumuz insanı doğrudan bölmesek bile bütün bunlar yüzeysel dinlememize neden olur.

Ichigo-ichie anlarını başkalarıyla birlikte yaşamak için doğa tarafından henüz doğumunuzun gerçekleşmediği aylarda bile bize bahşedilmiş bir hediye olan dinleme sanatını pratik etmeye ihtiyaç vardır.

Doğmadan Önce Dinlemek

Bebekler sadece doğumlarından itibaren duymaya başlamazlar. Gerçekte, hamileliğin ikinci yarısında bir fetüs anne- sinin kalp atışlarını ve vücudunun ürettiği diğer sesleri takip edebilir.

Bebeklerinin anne karnında hareket ederek veya tekme atarak sözlerine heyecanla karşılık verdiğini söyleyen ebeveynler yanılmıyorlar. Ayrıca çalışmalar doğumdan önce müziğe ve evdeki diğer seslere de duyarlı olduğumuzu göstermiştir.

Özden gelen bu dikkat doğumdan sonra da gelişmeye devam eder; ama büyüdükçe, içeriden ve dışarıdan kaynaklanan dikkat dağıtıcılar etrafımızda olan şeyleri berrak bir şekilde algılama yeteneğimize zarar vermeye başlar.

 

İyi Bir Dinleyici Olmak İçin İpuçları

  • Önemli konuşmalar için doğru yeri bulun.
  • Muhatabınızla göz teması kurun.
  • Müdahaleci düşüncelerinizi susturun.
  • Sorularınızı bölmeden sorun.
  • İstenmeden tavsiye vermeyin.

 

(Neredeyse) Bütün Çatışmaların Kaynağı

Günlük hayatımızda yaşadığımız büyük ölçekte politik ve şiddetli çatışmalara dönüşen problemlerin büyük çoğunluğu, diğer insanlara gösterilen ilgi eksikliğinden kaynaklanıyor.

Globalleşen dünyamızda binlerce hatta milyonlarca insan- la bağlantı kurma şansına sahibiz, ama gerçekten dinlemeyi bilen birini bulmak oldukça zordur. Ve bu, dinlemeye ayırdığımız önemli bir hediyedir.

Yaşanılan anın son an olabileceğinin farkında olmak, tıpkı sahip olduğu her şeyi bize miras bırakmak üzere olan birinin son sözlerine kulak vermek gibidir ve bizi şimdiye döndürür. Bu benzerlik tesadüf değildir. Sadece diğer insanlara kendimizi tamamen açtığımızda onların sahip olduğu her şeyi alabiliriz.

 

METTA-BHAVANA

Çoğunlukla anda yaşamayı başaramıyoruz; çünkü zihnimiz kırgınlıklarla ve diğer insanlarla sonuca kavuşmamış işlerle doludur.

Bize zarar verdiğine, haksızlık ettiğine inandığımız, sevgimize ve dostluğumuza karşılık vermeyen insanlara karşı olumsuz duygulardan nasıl kurtulabiliriz?

 

“Sevgi dolu nezaket” olarak çevrilen Metta-Bhavana için şu beş aşamayı uygulamanız gerekir:

1) Oturun ve kendinize sıcaklık, nezaket ve iyi niyet duyguları gönderin. Bu duyguları düşünmek yerine hissetmeyi deneyin.

2) Şimdi eşiniz veya akrabanız olmayan bir arkadaşınızı düşünün ve bu kişiye karşı daha büyük sevgi duyguları çağırın.

3) Sonra aldırış etmediğiniz “etkisiz” birini düşünün ve ona muhabbet ve merhamet duyguları göndermeye odaklanın. Onların insanlığını kucaklayın.

4) Daha sonra, zor birini hatta belki bir düşmanınızı, derinden sevmediğiniz birini düşünün ve bu kişiye karşı aynı sıcaklık, iyi dilek ve anlayış gibi duyguları uyandırmak için çaba sarf edin.

5) Bitirirken, bu dört insanı -kendinizi, arkadaşınızı, tarafsız kişiyi ve düşmanınızı aklınızda bir araya getirin ve aynı anda sevgi dolu hisler beslemeye çalışın. Bu sevginin etrafınıza, şehrinize, ülkenize ve tüm dünyaya yayıldığını hayal edin.

 

Ichigo-Ichie’nin Düşmanları

Tahminler.

Dikkat dağıtıcılar.

Tükenmişlik.

Sabırsızlık.

Analiz etme.

 

Zen Meditasyonu

Kaygılı zihinler için günde beş dakika bile olsa meditasyon yapmak amacıyla akıllı telefonlarında kullanabilecekleri farkındalık uygulamaları bulunuyor. Fakat biz bu bölümü her yerde uygulanabilecek klasik bir Zen meditasyonu ile ilgili bir kılavuzla sonlandıracağız. Günde sadece yirmi dakika ile sükûnet seviyenizde ve anı yakalama yeteneğinizde muazzam bir gelişme kaydedebileceksiniz.

1) Sizi kimsenin rahatsız edemeyeceği sakin bir köşeye oturun. Daha önce yaptıysanız bir meditasyon minderi kullanabilirsiniz, ama bir sandalye de iş görür. Rahat ama sırtınız dik olacak şekilde oturabilirsiniz.

2) Bütün dikkatinizi burun deliklerinden yavaşça ve sessizce girip çıkan havaya odaklayın. Bu hayat verici sürece odaklanın.

3) Konsantre olabilmek için nefesinizi onlu gruplar halinde sayabilirsiniz. Bir noktada izi kaybederseniz ya da bir düşünce sizi geçmişe ya da geleceğe gönderirse en baştan saymaya başlayın.

4) Endişe etmeyin, meditasyon yaparken her türlü düşünce aklınıza gelebilir. Onların geçip giden bulutlar olduklarını düşünün. Düşüncelerinizden ibaret olmadığınızı hatırlayın. Onları yargılamadan gitmelerine izin verin.

5) Meditasyon esnasında ilk başta günde yirmi dakika yeterlidir- zihninizi birkaç saniyeliğine düşüncelerden uzak tutmaya çalışarak bunu başarı sayabilirsiniz. Meditasyon seansınızdan sonra sanki saatlerce uyumuşsunuz gibi dinlenmiş hissedeceksiniz.

6) Meditasyondan sonra hızlıca aktif yaşantınıza dönmeyin. Seansınız bittikten sonra örneğin telefonunuzun alarmını kurabilirsiniz- diğer aktivitelerinize dönmek için esnemeye ve vücudunuzu hareket ettirmeye zaman verin.

 

İnsanlar söylediklerinizi unuturlar, insanlar yaptıklarınızı unuturlar ama insanlar hiçbir zaman onlara hissettirdiklerinizi unutmazlar.” Maya Angelou

Eğer seçme şansınız varsa etrafınızda her anın güzelliğinin değerini ve paylaşmayı bilecek, dinleme yeteneğine sahip mutlu, ilham verici insanlar olsun.

Eğer doğru ambalajla paketlemeyi bilirseniz şimdiki zaman hediyeniz olacaktır…

Sanki dünyada deneyimleyeceğimiz son şeymiş gibi bir defada yalnızca tek bir şeyle ilgilenmek ve ona kalbimizi ve ruhumuzu koymak önemlidir. Bu yüzden ichigo-ichie dinleme, görme, dokunma, koklama ve tadını çıkarma kabiliyetimizle doğru orantılıdır.

Tekrar edilemez her an küçük bir mutluluk vahasıdır.

Ve bir araya gelen birçok vaha mutluluk okyanusunu oluşturur.

 

Ichigo-Ichie’nin İlkeleri

  1. Özel anları ertelemeyin.
  2. Hayatınızı sadece bir defa olabilecekmiş gibi yaşayın.
  3. Şimdiki zamanda kalın.
  4. Daha önce hiç yapmadığınız bir şey yapın.
  5. Beş duyunuza farkındalık uygulayın.
  6. Tesadüflerin farkına varın.
  7. Her buluşmayı bir partiye dönüştürün.
  8. Var olanı beğenmiyorsanız farklı bir şey yapın.
  9. Özel anların avcısı olun.