Kitap Notları

Bu Bizim Havamız

Ruhuma kalbimi açtım ki söylediklerine yanıt verebileyim.

Cephe gerisindeki vatandaşlara alıştıkları yaşamın ortadan kalkabileceğinin anımsatılması gerekiyordu. Bu tehdide ışık tutmanın bir yolu da karanlıktı.

 

Farklı güçlükler, farklı tepkiler gerektiriyor ve farklı duygular uyandırıyor. Bir arabanın altına sıkışmış biri karşısında telaşa kapılmak makul, ama güzel bir evi ufak bir su sızıntısı yüzünden terk etmek aşırı bir tepki olabilir.

 

İnsanları harekete geçirmek için duygusal bir mesele gerekir.” Eğer gezegenimizi kurtarma mücadelesini sezon ortasında bir deplasman maçı gibi görmeye devam edersek sonumuz kötü. Daniel Kahneman

 

Alarm sistemlerimiz kavramsal tehditler için oluşturulmamıştır.

 

Paris Anlaşması’nın küresel ısınmayı 2 santigrat derecenin (3,6 Fahrenheit) altında tutma hedefi, iddialı bulunmuş olsa da felaketin eşiğidir. Mucize eseri bunu başarabilsek bile -en son istatistik modelleri yüzde 5 ihtimal veriyor- bugünkü kadar elverişli şartlar altında yaşamayacağız ve gelişen değişimlerin çoğu en iyi ihtimalle tersine çevrilebilir, en kötü ihtimalle de kendi kendini güçlendiren değişimler olacak. Kuvvetli ihtimalleri hiçe sayar ve küresel ısınmayı 2 dereceyle sınırlarsak:

 

— Deniz seviyeleri 0,48 metre yükselecek ve tüm dünyada kıyı şeritleri sular altında kalacak. Dakka (nüfusu 18 milyon), Karaçi (nüfusu 15 milyon), New York (nüfusu 8,5 milyon) ve onlarca diğer başkent fiilen yaşanamaz olacak. 143 milyon kişinin iklim göçmeni olacağı tahmin ediliyor.

— Silahlı çatışmalar iklim değişikliği dolayısıyla tahmini olarak yüzde 40 oranında artacak.

— Grönland geri döndürülemez bir erime sürecine girecek.

— Amazon ormanlarının yüzde 20 ila 40’ı yok olacak.

— 2003’ün -70 binden fazla kişinin ölümüne ve mahsul kaybından ötürü 13 milyar Euro zarara yol açan, Po, Ren ve Loire nehirlerini tarihin en düşük seviyelerine indiren- Avrupa sıcak hava dalgası her yıl görülecek.

— Sıcaklık dalgaları, seller ve kuraklık kaynaklı insan ölümleri büyük oranda artacak. Astım ve diğer solunum hastalıklarında büyük bir artış görülecek. Sıtma riski taşıyanların sayısı birkaç yüz milyon artacak.

— 400 milyon kişi su kıtlığından mustarip olacak.

— Isınan okyanuslar, mercan kayalıklarının yüzde 99’unu telafi edilemez derecede tahrip ederek dokuz milyon türün ekosistemini bozacak.

— Tüm hayvan türlerinin yarısı yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalacak.

— Tüm bitki türlerinin toplam yüzde 60’ı yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalacak.

— Buğday rekoltesi yüzde 12, pirinç yüzde 6,4, mısır yüzde 17,8 ve soya fasulyesi rekoltesi yüzde 6,2 düşecek.

— Kişi başına düşen küresel milli gelir tahminen yüzde

 

Gözlerini kapat ve ona kadar say.

İşe yarar gibi görünen nasihat her zaman işe yaramaz.

Her biri işini gerekenden biraz daha iyi yapan yüz binlerce kişi olduğunda performansta iyileşme elde edersiniz. Bu işi başarabilmiş olmamızın tek sebebi bu. Neil Armstrong – Ay yürüyüşüyle ilgili söylediği sözlerden.

Vahim bir hata ile affedilmez bir suç arasındaki fark, bilmektir.

Olgular tek başına davranışımızı değiştirecek kadar ikna edici olmasa da fikrimizi değiştirebilir ve başlamamız gereken yer burası. Bir şey yapmak zorunda olduğumuzu biliyoruz, gelgelelim bir şey yapmak zorundayız genelde yetersizlik, ya da en azından belirsizlik ifadesidir. Yapmamız gereken şeyi belirlemeden onu yapma kararını alamayız.

Eğer insanlık tarihi bir gün olsaydı, gece yarısına on dakika kalaya değin avcı toplayıcıydık.

 

Gezegenimiz Bir Hayvan Çiftliği

— İnsanlar dünya çapında ürün yetiştirmeye elverişli toprakların yüzde 59’unu çiftlik hayvanlarına yem yetiştirmek için kullanıyor.

— İnsanların kullandığı tatlı suyun tamamının üçte biri çiftlik hayvanlarına giderken evlerde bunun yaklaşık sadece otuzda biri kullanılıyor.

— Tüm dünyada üretilen antibiyotiklerin yüzde 70’i çiftlik hayvanları için kullanılıyor, bu da antibiyotiğin insan hastalıklarını tedavideki etkisini zayıflatıyor.

— Yeryüzündeki tüm memelilerin yüzde 60’ı yemek için yetiştirilen hayvanlardan oluşuyor.

— Gezegendeki her insana yaklaşık otuz çiftlik hayvanı düşüyor.

Nüfus Artışımız Aşırı

— Sanayi Devrimi’nden önce Avrupa’da ortalama yaşam beklentisi otuz beş yaş civarındaydı. Şimdi yaklaşık seksen yaş civarında.

— İnsan nüfusunun bir milyarı bulması iki yüz bin yıl sürdü, yedi milyara ulaşması içinse sadece iki yüz yıl daha gerekti.

Hayvan Yetiştiriciliğimiz Aşırı

— 1820’de Amerikan işgücünün yüzde 72’si doğrudan tarımla uğraşıyordu. Günümüzde bu oran yüzde 1.5.

— 1966’da tavukların gitgide doğallıktan uzaklaşan çevrelerini görmelerini zorlaştırmak için görüntü çarpıtan kontakt lensler icat edildi, böylece şiddetli gagalamaya ya da yamyamlığa sebep olan stres ortadan kaldırıldı. Lensler çiftçilere fazla külfetli gelince -tavukların yüzünün uç kısmını yakan- gaga kesme makinesi endüstride standart haline geldi.

— 2018’de Amerika’da yenen hayvanların yüzde 99’undan fazlası sınai hayvan çiftliklerinde yetiştirilmiştir.

Ormansızlaştırma Neden Önem Taşıyor

— Ağaçlar “karbon deposu”dur. Yani CO2 emerler.

— Suyla dolan bir banyo küveti düşünün. Gider yavaşlarsa küvet daha hızlı dolar. Dünya’nın fotosentez kapasitesi de buna benzer: Halihazırda insanlar atmosfere Dünya’nın düzenleyebileceğini aşan bir hızda sera gazı pompalıyor, ama bitki örtüsü CO’in önemli bir miktarını depoluyor-insan kaynaklı emisyonların yaklaşık dörtte birini ya da şu anki hızda yüzyıllık emisyonların yaklaşık yarısını.

— Ne kadar çok orman yok edersek gideri tıkamaya o kadar yaklaşıyoruz.

— Ormanları yakmak musluğu açıp gideri tıkamaya benzer.

 

Çoğu hesaba bakılırsa tropik yağmur ormanlarındaki ormansızlaştırma atmosfere dünya yollarındaki tüm araba ve kamyonların toplamından daha fazla karbondioksit ekliyor. Scientific American

 

Johns Hopkins Üniversitesi’nin beslenmenin iklim denetimindeki rolünü konu alan yakın tarihli bir raporuna göre, “Et ve süt ürünleri tüketimindeki küresel eğilimler böyle devam ederse, ortalama küresel isi artışı tarım dışı sektörlerdeki emisyonlar önemli ölçüde azalsa bile muhtemelen 2 santigrat dereceyi aşacaktır.”

 

Yeme biçimimizi değiştirmek gezegeni kurtarmak için tek başına yeterli olmayacaktır ama yeme biçimimizi değiştirmeden gezegeni kurtaramayız.

 

Kokuya hızla uyum sağlamak muhtemelen evrimle alakalı: Dikkatimizi güvenli olduğunu bildiğimiz bir şeye harcamaktansa kaynaklarımızı çevremizde tehlike potansiyeli taşıyan yeni uyaranları tespit etmeye yöneltiriz. Pek çok evrim biyoloğu, bunun, et yemenin güvenli olup olmadığını tespit etme ihtiyacından doğduğuna inanıyor.

 

Gezegendeki 7,5 milyar kişi ortalama bir Bangladeş’linin ihtiyaçlarına ve üretim kapasitesine sahip olsaydı sürdürülebilir bir yaşam için Asya büyüklüğünde bir Dünya’ya gereksinimimiz olacaktı ve gezegenimiz bize fazlasıyla yetecekti. Dünya, yaklaşık olarak Çin bütçesini karşılayacak büyüklükte-Çinliler çevre katliamının küresel yüzü olsalar da şimdilik dengeyi tutturuyorlar. Herkesin bir Amerikalı gibi yaşaması içinse en az dört Dünya gerekiyor.

 

Fazla yemek tüketimi milyonlarca yaşam için tehlike arz edebilir ama fazla hayvansal gıda tüketimi her insanın yaşamı için tehlike arz ediyor. Deyişin tam manasıyla atom fiziği gerekmiyor, gayet basit, çözüm de öyle. Küçük kolektif fedakârlıklarla dayanışma göstermezsek savaşı kazanamayacağız ve savaşı kazanamazsak bugüne dek yaşamış herkesin büyüdüğü yuvayı kaybedeceğiz.

 

Fizik kurallarını nasıl ihlal edemiyorsak, nasıl yaşayacağımızı seçerken de özgürce karar alamıyoruz. Olası seçenekler arasında seçim yapıyoruz, hiç yoktan değil. Roy Scranton