Merhaba;
Okuduğum kitaplardan altını çizdiğim satırlardan alıntıları yayınlarken kişisel fikrimi belirtmeyi tercih etmiyorum.
Ancak ilk kez bu kitap özelinde bu tutumumdan vazgeçiyorum.
Belki bundan sonra da okuduğum kitaplar için birkaç paragraf yazmayı alışkanlık edinirim.
Bu kitabı okurken aşağıda alıntılarını okuyacağınız beş isim beni daha fazla etkilediği için sadece onların söylediklerinden alıntı yaptım.
Bunların arasında Hüsnü Özyeğin’in söyledikleri benim için ayrı bir önem arz ediyordu. Hayat hikayesini anlattığı “Bir Dünya Kurmak” adlı kitabından çok etkilenmiş ikinci kez okumuştum. Başarılı insanların hayatlarını merak ediyorsanız okumanızı tavsiye ederim.
Bir de Abdülkadir Konukoğlu’nu da daha önce bir seminerde canlı olarak dinlemiş ve etkilenmiştim.
Söylediklerinden bazı cümleler, özellikle iş yeri ve çalışanlarla ilgili olanlar bana yeni bir bakış açısı kazandırmıştı.
Bana ait bu kadar söz yeter sanırım.
Buyurun altını çizdiğim satırları okumaya…
**** **** **** **** **** **** **** **** **** **** **** **** ****
Muhtar KENT

“Hayatta en önemli şeylerden biri psikolojik gelir…”
Yöneticiler işi doğru yapar. Liderler doğru işi yapar.
Gençler; Şu olacağım bu olacağım diye yola çıkmayın. Sadece verilen işi doğru yapın.
Sadece bir görevi yapmak değil, hakkını vermek, çok daha geniş boyutlu düşünmek. Bir işi iliş- kilerle birlikte yapmak. Bir ekosistemi yaratmak.
Kimler bu işle ilgili, onların bir listesini çıkarın. Şirketin içinde ve dışında müşteriler ve paydaşlarınızla hep ilişki kurun. Sosyal ilişki kurun. Yemek yiyin, kahvaltı edin, aperatif alın, bir kahve, bir meşrubat için, bir müzeyi gezin, seyahat edin, insanlar sizi tanısınlar, sizde o insanları tanıyın.
Böyle yaparsanız ne olup bittiğini öğreniyorsunuz o insanlardan. Bilgiyi kendi kaynağından alıyorsunuz. Bir şeye ihtiyacın olduğunda kimi arayacağını biliyorsun.
Dünyanın nasıl değiştiğine yalnız kendin karar verme, onlara da kulak ver, onların söylediklerinden de bir sentez çıkart. Bunlar çok önemli, hep söylüyorum gençlere. Sadece işi iyi yapmak başarı değil.
Eğer iyi ilişki kurmazsa, insanlarla birlikte olmayı sevmezse, bir parça dışarıdan korkuyorsa, içe dönükse, öz- güvensizse, kolay işi iyi yapar ama sonunda başarısız olur.
Karar vermek çok önemli. Çünkü karar verememek muhakkak başarısızlığa itiyor. Bence liderlik için en önemli olgulardan biri yanlış da olsa karar verebilmek. Sonuçta bir ortalama önemli, doğru karar verme ortalaması. Hiçbir zaman yüzde yüz değil bu, oran ne kadar yüksekse o kadar iyi bir lider oluyorsunuz.
Ama karar vermeden asla lider olamazsınız. Sonuçta liderin yaptığı tek şey karar vermek.
İşi doğru yapmak değil, doğru işi yapmaktan bahsediyorum. Nedir doğru iş? Her gün doğru işin ne olduğunu bulmanız lazım.
Zevk aldığım müddetçe devam edeceğim, ki zevk alıyorum, bana önemli bir psikolojik gelir sağlıyor çalışmak.
Herkesin yeni şeyler öğrenmeye, büyümeye ihtiyacı var.
Muhakkak, her gün yeni bir şey öğrenmesi lazım insanın, öyle bir ortam yaratması lazım kendisine. O ortamı yarattığınız vakit de psikolojik gelir elde ediyorsunuz, yani yeni şeyler öğrenme imkânına sahip oluyorsunuz.
Ali SABANCI

“Hayat benim için kolay” dersen başarısızlık garanti…
Mutsuz. Eğer huzurun yoksa romantik gibi gelebilir ama her şeyi yitirmiş oluyorsun, başarısız oluyorsun.
Başarısızlıkla ilgili bir konu da itibar.
Başarısızlıkla ilgili bir konu da itibar. İş kurarken paran yoksa ortak bulabiliyorsun. Bankaya gidip kredi çekebiliyorsun.
Peki itibarını yitirdiğin zaman ne yapacaksın, gidip bankadan itibar borç alabiliyor musun? Borçlanamıyorsun. Gidip bir arkadaşından ödünç alabiliyor musun? “Biraz itibar ver, ben sana geri ödeyeceğim” diyebiliyor musun? Diyemiyorsun. Dolayısıyla huzuru ve itibarı yitirdiğin zaman bence başarısız oluyorsun.
Çünkü Özlem, İnsanlar seni hapse atabilir, senin serbestliğini kısıtlayabilir, senden evini, şirketlerini alabilir, parana el koyabilir ama tek bir şeyi alamaz; öğrendiklerini geri alamaz.
Dolayısıyla kendini geliştirmek ile ilgili en önemli alanlardan biri aldığın eğitim.
Gerçek standart kendi yarattığın parada, entelektüel olarak kendini nasıl geliştirdin ama madden değil manevi olarak, gerçek standart orada. Ülkemizde bugün en büyük sıkıntımız ne? Mütevazılık meziyet bizim ülkemizde. “Ne kadar mütevazı…” Ne demek o ya? Yani bu işler parayla olmuyor. Bazı insanların cebinde hiç parası olmayabilir ama manevi olarak sana bana on basar.
Gençler bilsin ki sistemi değiştirmek için, önce sistemin parçası olacaksın. Değişim için önce senin de o sistemin parçası olman lazım ama körelmeden.
En büyük başarı şu: İşleri hiçbir zaman kendinle limitleme. O nedenle gençlere diyorum ki: Lütfen bir iş kuracaksanız, sizden daha iyi insanlarla çalışmaya ikna olun.
Amerikalılar spor yaparken der ki “Nice try”, yani iyi bir denemeydi. Peki biz ne deriz? “Hadi ya, herif yine atamadı!
Hata yaptığın zaman soru şu: Başarısız olduğunda, sen bundan ne öğrendin? Bir şey öğrenemediysen, çok pahalı bir başarısızlık bu.
Başarı bir afrodizyak, bir iz bırakmak gerek dünyaya.
Mühim bir fikrin varsa ve insanlara etki edecek bir iş olduğunu düşünüyorsan, senin sorumluluğun bu dünya için onu icra etmek. Goethe
Huzuru kaçmış bir bütün sistemin de huzurunu kaçırır. Lider eğer bunu etrafına hissettiriyorsa, Gençlerin yapmaması gereken ikinci şey, işleri kendileri referanslı kurmasınlar.
Sabancı Grubu’nda bazı patronlar “Yarın bir gün ben ölürsem bu işler ne olur” diye düşünmüyorlardı. Çünkü diyorlardı ki “ölmeyebilirim.” İnsanlar kitlenmesin bu koltuğa, bu koltuk var ya, bu çok tehlikeli bir koltuk.
Hüsnü ÖZYEĞİN

“Başarısızlıktan öğrenilecek şeyler, başarıdan öğrenileceklerden fazladır.”
Bir insanın hayattaki gayeleri önemli. Karnenizde sadece kazandığınız para yazıyorsa, çok eksik.
“Ben nereye geldim?” yerine, “Ben hangi konularda öncülük yaptım, kaç kişiye dokundum” diye sormak gerek.
Başarısızlığa kızamazsınız, öfke duyamazsınız, onu seveceksiniz. Ama bunu, ona âşık olun anlamında söylemiyorum… Başarısızlığı ondan öğrendiklerinizle, size bir sonraki işinizde katacakları ile seveceksiniz.
Kendi fikrinize âşık olmayacaksınız hayatta, hatta tecrübe kazandıkça işin içinde artık kendi fikriniz bile olmayacak. Sizin fikriniz sonunda olacak, başında değil.
Bir işte başarılı olmak için üç tane faktör vardır: Birincisi insan kaynağı, ikincisi insan kaynağı, üçüncüsü insan kaynağı!
Hanzade Doğan BOYNER

“Değişmeyen insanın ilerlemeyen insan olduğuna inanıyorum.”
Hakikaten değişmemek demek öğrenmemek demek ve bizim şirket değerlerimizde ilginç bir başlık var: Frugalite. Yani cimri değil ama çok para harcamadan da iş yapabilmek.
“Open to self critic” diye bir şey var. Kendini eleştirebilmek yani… Bunu yapamayan insan da ilerleyemiyor bence. Şurada şu hatayı yaptım diyebilmeli.
10 yıl önceki iş yapış şeklim ile bugünkü çok farklı. O zaman ben işin fikrine bakardım. İşin fikri güzelse bu işi yapalım derdim. Şimdi önce ekibe bakıyorum. Çünkü gördüm ki iyi ekip bir fikri ileriye götürebilir, daha fazla ihtimal var. O yüzden ekibe verdiğim önem ve değer çok çok arttı.
Bir diğer değişim, herkesin kendin gibi olmasını da beklememen gerek. Bunu öğrendim. Herkes benim kadar işi sevsin, benim kadar tutkulu olsun, benim kadar çalışsın, yok böyle bir şey. Kimse bunu yapmak zorunda da değil.
Onun dışında her şeyin bir anda yapılamayacağını da kabul ettim. Her şeyin bir zamanı var ve neyin öncelikli olduğunu görmek hakikaten önemli.
Abdülkadir KONUKOĞLU

Dedemizin ve babamızın hep söylediği şuydu: “Oğlum işin hilesi dürüstlüktür. İnsan hileyi niçin yapar, para kazanmak için yapar. Eğer siz para kazanmak istiyorsanız dürüst olun.
Bana hep soruyorlar bunu, “Siz nasıl zengin oldunuz?” diye. Bunun formülü var.
Bir, dürüst olacaksın.
İki, halkla paylaşım yapacaksın. Hep bana hep bana olmaz, etrafınla bölüşeceksin.
Üçüncüsü, malının zekâtını her sene hesaplayıp gereğini yapacaksın.
Dördüncüsü, işyerinde kimseyle küs olmayacaksın.
Beşincisi de beşerî ilişkilerin geniş olacak. Herkesle dost olacaksın.
Eğer yeri geldiğinde koltuğu bırakmasını bilmezseniz, sizi bir gün koltuktan indirirler. Çok da sevimsiz bir şekilde indirirler. Onun için bileceksiniz yerinizi.
