Yazılarım

Gelecekten Korkmalı mıyız?

Teknolojiyi imkanlar dahilinde fazlasıyla kullanmaya çalışıyorum.

Ayrıca kullanabileceğim bütün kanallar üzerinden de teknolojik gelişmeleri takip etmeye çalışıyorum.

Muhtemel gözden kaçırmış olabileceğim gelişmelerden haberdar olabilmek adına da yurt dışında yaşayan tanıdıklarımı zaman zaman sorgu yağmuruna tutmaktan kaçınmıyorum. Kendim her ne kadar turist olarak gezsem de teknoloji alanında gelişmelerin bize göre fazlaca ileri olduğu batı dünyasında yaşayan birinin ulaşabileceği bilgilere ulaşmamın kolay olduğunu düşünmüyorum. Bu konuda en büyük faydayı İngiltere Brighton’da Sussex üniversitesinde çalışan kuzenim Dr. Yavuz Tüyloğlu’ndan görüyorum.

Teknolojiye veya geleceğin teknolojilerine ilgim mesleki değil kişisel ilgi ve konfor alanımdan çıkış için ilk hedef diyebilirim. Zaman zaman kendime senin dünyaya gelmekteki tek nedenin satınalma yapmak değil diyorum. Bir şeyler daha var ama henüz keşfedemedim. Kendimi bu konuda yolculuğa hazırlayan bir gelecek yolcusu gibi düşünüyorum. Belki yolculuk hazırlıkları uzadı veya daha da uzayacak ancak bir gün o yolculuğa ben de çıkacağım.

Belki de hiç çıkmayacağım ve ben bu şekilde mutlu oluyorumdur. Bunu öğrenme merakım sürdüğü sürece nihayete erdireceğimi pek sanmıyorum. Yani asıl amacımı hiç öğrenemeden öğrenme merakımla keşfettiklerimle mutlu olup gideceğim.

Bu öğrenme merakıyla bu akşam bilgisayarın başına oturup önce Dr. Sertaç Doğanay’ın Geleceğin Meslekleri 2018 adlı yazısını okudum. Bu yazıdan sonra, benim yaşım başım ilerledi önümüzde ki 4 yılda karşımıza çıkacak milyon küsur yeni meslekten seçim yapmak yerine çocuklar için ne yapabiliriz diye düşünürken karşıma başka bir yazı çıktı. BBC Türkçe ’de okuduğum Geleceğin Google CEO’su olmaları için çocuklara hangi beceriler öğretilmeli? başlıklı bu yazı Sertaç Hoca’nın yazısında cevabını verdiği “Bugünün Çocuklarını, Geleceğe Nasıl Hazırlayalım?” sorusunun genişletilmiş hali niteliğindeydi. Çocuğunuz hatta çocuklarınız varsa benim gibi eminim ilginizi çekecektir.

Yukarıda bahsettiğim iki yazıyı okuduktan sonra şuna eminim ki mesleğimiz ne olursa olsun hepimizin Teknoloji iletişimi konusunda kendimizi geliştirmemiz gerekecek. Geleceğin dünyasına adapte olmak için tüketici seviyesinde bile olsa teknoloji iletişimi gelecekte temel eğitim ihtiyaçlarından biri olacak.

Okuduğum bir yazı başka bir yazıya yolculuğa çıkarsa da beni bazen geçmişe de döndürür. Zaman zaman geçmişte okuduğum yazıları okumayı severim. İlk okuduğumda ilgimi çekmeyen / az çeken veya gözden kaçırdığım bir kelime veya cümleye böylece yeni anlamlar yüklemek mümkün olabiliyor.

Bunlardan birini de yine bu akşam yaşadım.

Yukarıdaki yazıları okurken aklıma Sertaç Hoca’nın Teknoloji İletişimi adlı yazısı geldi ve dönüp onu bir kez daha okudum. Teknolojilerin anlaşılabilir olması konusunda hepimize iş düşüyor. Kendi adıma teknolojiyi kullanan bir kurumda çalıştığım sürece kendim ve çalışma ekibim adına çaba sarf etmeye devam edeceğim.

Böylece sanal alemde yazdığım ilk yazımın sonuna gelmiş oldum. Eğer buraya kadar sabredip okuduysanız size çok teşekkür ediyorum. Yazma konusunda ki korkaklığıma son verdiğim ilk yazımın bu olmasını temenni ederek Malcolm X’in bir sözüyle sonlandırmak istiyorum yazımı.

“Bir insan, aklındakileri söyleyecek cesareti olmadığında korkar.”